Prof. Dr. N. Reha Tandoğan - Op. Dr. Asım Kayaalp
Diz kapağı (patella) kemiği, diz ekleminin çok önemli bir parçasıdır. Diz kapağı çıkıkları oldukça nadir yaralanmalar olup genel toplumda yüz binde 6 sıklığında görülürler. Kız çocukları ve 17 yaş altında daha sık ortaya çıkarlar. Patella çıkığı olan kişilerin % 15'inde ailede başka birisinde çıkık olmuştur. Bir dizde patella çıkığı olduktan sonra, diğer dizde de çıkık görülme riski oldukça yüksektir.

Patella çıkığı nasıl ortaya çıkar?

Patella çıkığı olan kişilerde sıklıkla altta yatan gelişimsel kemik ve yumuşak doku sorunları vardır, bunlar patella çıkığına zemin hazırlarlar. Eklemi çevreleyen yumuşak dokuların aşırı gevşek olması, bacak diziliminin dışarı doğru olması, patella kemiğinin femur kemiği üzerinde seyrettiği oluğun sığ olması gibi nedenler çıkık olma riskini artırır. Bu risk faktörlerinin olduğu bireylerde daha sonra ayak yerde sabit dururken gövdenin içeriye doğru dönmesi sırasında patella çıkığı ortaya çıkar. İlk çıkık sırasında şiddetli bir zorlanma olması gereklidir, ancak tedavi edilemeyen çıkıklarda yumuşak dokular esneyerek iyileştiği için, tekrarlayan çıkıklar çok daha basit hareketler sonrası olabilir. Bazı çocuklarda doğuştan veya gelişimsel olarak patella zaten yarı-çıkık durumundadır. Bu çocuklarda basit bir dönme hareketi sırasında tam çıkık oluşabilir. En nadir görülen şekli doğuştan beri patellanın tam çıkık olmasıdır. Bu çocuklarda patella kemiği dizin önünde değil dış yanında yerleşmiştir ve cerrahi yapılmadan yerine getirilmesi mümkün değildir.

Patella çıkığının belirtileri nelerdir?

Dizde ani bir dönme hareketi sonrası şiddetli ağrı ile birlikte kişiler, patella kemiğinin dizin dışına doğru kaydığını hissederler. Kısa süre içinde eklem içi kanamaya bağlı dizde şişlik ve hareket kısıtlılığı meydana gelir. Sıklıkla kişi dizini uzattığında patella kemiği yerine oturur, nadiren bazı hastalar kendileri iterek diz kapağını yerine koyduklarını tarif ederler. Hastalar acil servise başvurduklarında diz kapağı yerinde olduğu için, özellikle olayı çok iyi tarif edemeyen çocuklarda, tanı konusunda sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bu çocuklar yanlışlıkla menisküs veya bağ yaralanması olarak değerlendirilebilirler. Çıkık sırasında patella alt yüzü femur kemiğinin dış kısmına çarpar, bu sırada oluşabilecek kıkırdak ve kemik kırıklarına bağlı eklemde serbest parçalar, ağrı yatıştıktan sonra diz hareketleri sırasında takılma ve kilitlenme gibi belirtilere yol açabilir.

Patella çıkığının acil tedavisinde ne yapılmalıdır?

Resim 1: Röntgen grafisinde patella yarı çıkık durumda görünmekte.
Resim 1: Röntgen grafisinde patella yarı çıkık durumda görünmekte.
Şiddetli diz yaralanması olan bireylerde, ilk yardım olarak buz ve bandaj uygulaması yapılmalıdır. Acil serviste patella hala çıkık durumdaysa, doktorunuz dizi uzatıp basit bir manevra ile patella kemiğini yerine yerleştirebilir.Sonrasında ağrıyı azaltmak için bir dizlik uygulanır. Çok ağır olması ve hasta konforunu olumsuz etkilemesinden dolayı alçı uygulanmasından kaçınılmalıdır. Acil tedavi yapıldıktan sonra, kesin tedaviyi planlamak için bazı tetkikler yapılmalıdır. Bu tetkikler arasında röntgen filmleri, manyetik rezonans görüntüleme ve bilgisayarlı tomografi incelemeleri vardır (Resim 1).

Patella çıkığı tekrarlar mı?

Bir kez patella çıkığı olan hastaların %17-71'inde tekrar çıkık olma riski vardır. Bu risk altta yatan gelişimsel bozuklukları olan kişilerde daha fazladır. İkinci çıkık olduysa, ondan sonra tekrarlayan çıkıklar ortaya çıkma riski neredeyse kaçınılmazdır. Üstelik tekrarlayan çıkıklar, eklem kıkırdağında geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Bu durum, eklemde genç yaşta artroz (kireçlenme) ile sonuçlanabilir. Tedavinin amacı, tekrarlayan çıkıkları önlemek ve eklemde ilerleyici kıkırdak hasarını engellemektir.

Hangi hastalarda ameliyat gerekmez?

Altta yatan gelişimsel bir kemik ve yumuşak doku bozukluğu olmayan, patella yerine yerleştirildikten sonra yarı çıkık durumu devam etmeyen, eklem içi büyük kıkırdak veya kemik parçası olmayan hastalar, ilk çıkık sonrası ameliyatsız tedavi edilebilir. Ne yazık ki hastaların çok az bir kısmında (yaklaşık hastaların % 15'i) bu şartlar sağlanır. Birkaç haftalık dizlik uygulaması sonrasında diz hareketlerinin kazanılması ve kas güçlendirmeye yönelik rehabilitasyon programı başlar. Ameliyatsız tedavi edilen hastaların kabaca yarısında tekrar bir çıkık ortaya çıkar ve bu hastalarda daha sonra cerrahi tedavi gerekli olur.

Hangi durumlarda ameliyat gereklidir?

İlk çıkık olduktan sonra, eklem içinde serbest büyük kıkırdak veya kemik kopması olan, patellanın hala yarı-çıkık durumda olduğu, altta yatan gelişimsel yumuşak doku veya kemik bozukluğu olan hastalarda cerrahi tedavi tercih edilir. (Resim 2) Ayrıca doğuştan patella çıkıklarında ve tekrarlayan patella çıkıklarında da ameliyattan başka bir çözüm yoktur.

Resim 2 : Patella çıkığı sonrası oluşan kıkırdak kopması vidalar ile tespit edilmiş

Patella çıkığında kişiye özel ameliyat ne demektir?

Patella çıkığı geçiren her hastada, eklem kıkırdağının durumu, patellayı yerinde tutan yumuşak dokularındaki hasarın yeri ve derecesi, gelişimsel kemik yapı bozuklukları, bacağın tamamının dizilimi farklıdır. Buna bir de hastanın yaşı, cinsiyeti, büyüme kıkırdağının açık olup olmaması, daha önceden bir cerrahi tedavi geçirip geçirmediği gibi etmenler eklendiğinde tedavi seçimi daha da karmaşık hale gelir. Doktorunuz, ameliyatın tipine karar vermeden önce bütün bu etmenleri değerlendirip, röntgen grafileri, manyetik rezonans görüntüleme ve gerektiğinde bilgisayarlı tomografi ölçümlerini inceleyip sizin durumunuza en uygun ve hassas tedavi planını yapmalıdır. (Resim 3) Geçmiş yıllarda, bu etmenler değerlendirilmeden hastalara standart yumuşak doku olmazsa kemik ameliyatları yapılmaktaydı. Bu standart tedavi yöntemleri, kabul edilemez derece yüksek tekrar çıkık riski veya eklemde ilerleyici kıkırdak hasarı ile sonuçlanmaktaydı. Günümüzde kabul edilen tedavi yöntemi, altta yatan bütün risk faktörlerini ortadan kaldıracak, kıkırdak hasarını da aynı ameliyat sırasında düzeltecek, kombine yumuşak doku ve kemik ameliyatlarının uygulanmasıdır. Bu da her hastanın bulgularına özel, yani kişiye özel bir ameliyat planlamasını gerektirir. Son yıllarda konuya olan ilginin artması ve hastalığın daha iyi anlaşılması ile onlarca farklı ameliyat tekniği geliştirilmiş, çoğu eski ameliyat yöntemi de terk edilmiştir.

Resim 3: Patella çıkığında MRG ve tomografi ile yapılan hassas ölçümler sonrası cerrahi planlanır.
Resim 4 : Kombine cerrahi uygulanmış bir hastanın röntgen grafileri. Patella içine açılan tünelden MPFL tamiri yapılmış, ve kemik ameliyatı ile patella kemiğinin femoral oluktaki seyir yönü değiştirilmiş.
Resim 4 : Kombine cerrahi uygulanmış bir hastanın röntgen grafileri. Patella içine açılan tünelden MPFL tamiri yapılmış, ve kemik ameliyatı ile patella kemiğinin femoral oluktaki seyir yönü değiştirilmiş.
Patella çıkığının cerrahi tedavisi artroskopi ile eklem içi yapıların değerlendirilmesi ile başlar. Eklemdeki serbest kıkırdak-kemik parçalarının küçük olanları çıkartılır, büyük olanları ayrıldıkları yere tespit edilerek onarılır.

Büyük kıkırdak hasarlarında aynı seansta veya daha sonra ikinci bir cerrahi ile kıkırdak yenileyici işlemler gerekli olacaktır. İşlemin geri kalanında küçük kesilerden yapılan açık cerrahi gündeme gelir; patellayı yerinde tutan yumuşak doku yapıları onarılır, gerekirse dizin alt bölgesinden alınan tendon dokuları ile bu yapılar yeniden oluşturulur. Buna patellanın oluğunda normal seyrini sağlamak için kasın çekme yönünü değiştirecek kemik ameliyatları, gerektiğinde ise oluğu derinleştirecek kemik ameliyatları eklenir. (Resim 4)

Büyüme kıkırdağı açık olan ve büyüme çağında olan çocuklarda, erişkinlerden farklı özel ameliyat teknikleri uygulanır. Doğuştan patella çıkılarında uyluğun önündeki kas grubunun tamamının yer değiştirilmesi ve gerektiğinde uzatılması gibi daha karmaşık işlemlere ihtiyaç vardır.

Modern ameliyat teknikleriyle kişiye özel cerrahi uygulandığında, tedavinin başarı oranları çok yüksektir. Dizde hareket kısıtlılığı kalma ve tekrar çıkık olması riski % 5'in altındadır. Uygun tedavi ile kıkırdak hasarının ilerlemesi engellenir. Hastaların büyük çoğunluğu günlük yaşam ve sportif aktivitelerine sorunsuz olarak dönebilirler. Diz cerrahisi konusunda uzmanlaşmış ortopedi doktorunuz size seçilmesi gereken tedavi ve olası sonuçları hakkında daha ayrıntılı bilgi verecektir.

© Prof. Dr. Reha Tandoğan - Op. Dr. Asım Kayaalp